Ana içeriğe atla

Putperestlik bitti mi? Bölüm 02


 

Arap putperestliği esas konumuz değil. Ama esas konumuzun anlaşılması için Arap putperestliğinin tarihteki izlerine bakarak, bu gün yeni yeni yeşermekte olan bir dini anlamaya çalışacağız. Mutlaka duymuşsunuzdur : “Geçmişini bilmeyen, yarınını göremez” diye. Doğrudur.

İnsanoğlu, ne yapıp edip puta / putlara tapmanın bir yolunu bulmuştur. Ve bu putlar illa ki tahta, taş ya da helvadan yapılma olmak zorunda değildir. Tek tanrılı dinlere inandığını iddia eden çok sayıda insan, tapacak bir put bulmuştur. Ya da bu putlar onlara servis edilmiştir.

Şimdi gelin günümüze bakalım, putperestliğin en son modelini tanıyalım. Bunu yaparken putperestlere bakmamız gerekecek. Pagan bir dinin başlaması ve yaşaması için ilk gereklilik nedir? O dine inanan, insanlar.

2000’li yılların başlarında filizlenmeye başlayan dinin adını uzun süre koyamadık. Bunun için 2010’lu yılları geçmemiz gerekti. Çünkü zaten biz bu inanç hareketini din olarak tanıyamadık. Daha çok sosyal sorumluluk gibi görünüyordu. Zaten onlar da “Bu yeni bir dindir” demediler.

Peki, bu yeni dinin temsilcileri neden “Merhaba, yeni bir din kuruyoruz, sizde katılmak ister misiniz?” demediler de, bunu bir sosyal sorumluluk ambalajı içinde bizlere yedirmek istediler dersiniz? Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının %90ı Müslümandır ve bu din Arap putperestliğini devirerek yayılmıştır. Çok dindar dediğimiz insanlar putçulara benzememek için evlerinde resim, heykel ve benzeri biblolar sokmazlar. Üzerinde insan resmi olan giysi giymezler. Ama bu insanlar bir “Hayır işi” olduğunda ellerinden geldiğince destek olurlar. İşte bu yeni dinin temsilcileri de bu yeni dini “Hayırlı bir iş yapalım” diyerek pazarlıyor. Bunu yaparken de İslam / Müslüman jargonunu kullanarak yapıyor. 

İşin daha vahimi bu yeni dinin daha kuruluş aşamasında devlete / hükumete sızması da çok vahim. 2004 yılında resmen bu sızma hareketini tarih yazdı. Ama bunu tabii ki “ devlet  / hükumet yeni dinimizi onayladı” diye lanse etmediler. Bu da diğerleri gibi “Hayırlı bir iş” ambalajıyla pazarlandı ve devlete sızdı.

Hayırlı bir işler olduğu konusunda kimse itiraz etmedi. Çünkü bu yeni dinin kurucuları / takipçileri hep “Allah, Peygamber, Hadis, Ayet, merhamet, sevap, vicdan vb” İslam / Müslüman jargonunda sözcükler seçerek yavaş yavaş sızıyordu.

Bu yeni dinin takipçileri “Hayırlı işler” için makbuzlu / makbuzsuz paralar topluyor, aynî ya da nakdi bağışlar kabul ediyordu. Ve tabii ki iyi niyetli halk bu bağışları “Hayırlı işler” yapılsın diye yapıyorlardı.

Burada mavi bir mola verelim. Tekrar yeni din nedir, ne değildir konusunda döneceğiz. Sezen Aksu’nun : “ Masun değiliz, hiç birimiz” diye bir şarkı sözü var. Tespit 10 numara beş yıldız bir tespittir. Hiç birimiz masum değiliz ama tövbe / istiğfar ederek temizlenmeye de çalışmıyoruz. Adam akıllı beş vakit namaz kılanların sayısı %20 falan var mıdır? Sanmam. Asla yalan söylemeyenlerin sayısı? 4 rakamdan yukarı çıkmaz mı diyorsunuz? Zekât? Sadaka? Fitre diye bildiğimiz sadaka-i Fırt verenler? Rakamları tahmin edersiniz diye düşünüyorum. Bir sosyolog arkadaşımdan şöyle bir durum tespiti duymuştum : “bizim insanımızın içinde çok fazla sayıda insan var ki, zina etmekten hiç çekinmez, hatta o işin peşinde koşar. Ama o işi yapar yapmaz kendini banyoya atıp gusül alır. Yani bu gurup zina yapacak kadar seküler, ama cünüp gezmeyecek kadar Müslümandır” bu çelişkili gurup ( ki çok fazla kalabalık bir guruptan bahsediyorum) vicdanını rahatlatacak saçma sapan aktivite bulmak konusunda süper mahir bir guruptur. 1980lerde “Sakat arabası veriyorlarmış” diyerek milyonlarca sigara paketi toplamıştı (sigara paketlerinden çıkan alüminyum folyolu kâğıtlar o dönem kadın kuaförlerinde kullanılıyordu. Ve sigara paketleri sayesinde tekerlekli sandalye alan hiç kimseyi görmedim) sonra “Su şişelerinin kapaklarını topluyoruz. 1.000.000 adet toplanırsa, sakat arabası alıp, ihtiyacı olanlara vereceğiz” dendi. Bu da vicdanı “Fenni mama ile besleyerek susturma” operasyonundan başka bir şey değildi. Yani anlayacağınız bizim içimizde önemli bir sayıda “Allahtan çok korkuyorum, ama onun dediğini yapmayacağım. Fakat çok korktuğum için, Allah’ın karşısına çıktığımda, Cehennem ile yüz yüze kaldığımda ‘ ama Rabbim, ben o kadar mavi kapak topladım / sigara paketi topladım. Oradan bir sevabım olması lazım?’” demeyi planlayan bir güruh var. İşte bu ve benzeri şaşkalozluklardan dolayı Sezen Aksu’nun Tespiti, yani “Masum değiliz, hiç birimiz” tespiti on numara beş yıldız bir tespittir. Ve bu güruha saçma sapan bile olsa biraz “vicdan yaparak” yaptıramayacağınız hiçbir şey yoktur. Evet Mavi mola burada biter, yazımıza devam edelim.

Tahmin etmekte zorlanacağınızı sanmıyorum. Bu makbuzlu / makbuzsuz yapılan bağışlar, vicdanlar için “teskin edici” kampanyalar bu yeni dini yayanların ceplerine gidiyordu. Dini yayanlar ceplerini dolduruyor, bağış verenler de vicdanlarını susturup, Allah’ı kandırmak (haşa, kandırmaları mümkün değil… ama zihniyet bu işte) için bir tür “Sevap deposu” hazırlıyorlardı. İyice süzme salak olanlar da her yapılan “Hayırlı iş” in gerçekten saf ve temiz bir niyetle yapıldığına inanıyordu. Çünkü bir şeyi, özellikle de bir yalanı ne kadar çok söylerseniz, o yalan o kadar inandırıcı olur. İnanmayan Hitlerin Propaganda bakanı Dr. Paul Joseph Goebbels hakkında araştırma yapabilir.

Halen bu “Yeni din”in ne olduğunu anlatmadım size. Ve muhtemelen merak ediyorsunuzdur. Efendim? FETÖ mü? Güldürmeyin beni… FETÖ bunların tırnağı bile olmaz. İnanmazsınız, bunlar FETÖnün bile parasını aldı, yedi, yedirdi… bunlar FETÖ’ye bile sızdı…

Devam edeceğiz…

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

NEDEN KÖPEKLERE TAPIYORLAR? Bölüm 01

                “Kalabalıkta en çok sesi çıkan oradaki en zayıf kişidir.” American Gangster  (Replik)       Mutlaka siz de rastlamışsınızdır. Sosyal medyada büyük harfle yazan, "Vijdan" yazan, başıboş köpeklerin sorun olduğun söyleyen her kese beddua eden tipler vardır. karşıtı olarak gördüğü her insana tehditler savuran bu kişiyi ya da kişileri hatırladınız değil mi? neden böyle yapıyorlar dersiniz? kendilerinin öne sürdüğü gibi "hayvan sever" oldukları için mi? haydi gelin, şu zavallıları biraz tanıyalım, örneklerle anlatalım.      Kişilik nedir? kaç çeşit kişilik vardır? bu sorunun yanıtını her insan kendince verebilir. Yok mu bunun bir net tarifi? Olmaz mı? var tabi. Buyursunlar efendim, Florance Littauer isimli yazar, bu sorunun yanıtını çok kapsamlı şekilde vermiştir. Kişilik denen şeyin "Efradını cami, Ayarını mani" tarifini verdiği kitabı "Kişiliğinizi Tanıyın"  sizlerin de bu konuyu etraflıca öğren...

Putperestlik Bitti mi? Bölüm 08

  “Gerçeği bileceksiniz ve gerçek sizi özgür kılacak" ( Hristiyanların Kutsal Kitabı İncil'de Yuhanna 8:31'de bu söz yer alır. ) Bir arkadaşıma yazılarımı okuttum. Nasıl olmuş dediğimde : “seni tanımasam roman yazmışsın ama çok uçuk olmuş derdim” dedi. Evet. Bu bir roman olsaydı belki de her şey daha güzel olurdu. Bu yazılar toplanır ve belki bir gün roman olarak yayınlanır. Ama gerçeğin bu kadar pervasız olduğu kimseye malum olmaz. Bir önceki yazımızda nasıl bir mücadele yöntemi kullanmamız gerektiğinden bahsetmiştim . Bu köpekperestlere hiç yanıt vermeyeceğimiz anlamına gelmiyor. Saçma sapan, deli saçması argümanlarına sessiz kalmak, maça 1-0 geriden başlamak demektir. Gerçi bu cevapların bazılarını daha önceki yazılarda yayınlamıştım. Ama toplu bir “ Saçma sapan argümanlara adam akıllı yanıtlar ” yazısı da şurada kenarda dursun. Bizler gelip hayvanların yaşam alanlarını işgal ettik               ...
                                 DEVLET, HÜKUMET, MİLLET, HALK ve BAŞIBOŞ KÖPEK SORUNU                 Çokça karıştırılan iki kavram var. Devlet ve hükumet. En düşük zekâlı itperestin bile anlayacağı seviyede anlatmak gerekirse, Devlet bir tür otobüstür. Motoru, aküsü, diferansiyeli, tekerlekleri,   yakıt deposu, şoför koltuğu, yolcu koltuğu gibi parçalardan oluşur. Hükumet bu otobüsün yol almasını sağla yan yapıya denir.                 Yukarıdaki örneğe bakarak devlet ve hükumeti anlamak için reel örnekler verelim. Örneğin Cumhurbaşkanı devlet değildir. Cumhurbaşkanı hükumettir. Bakanlar, milletvekilleri vs hükumettir. Muhalefet milletvekili bile olsa hükumetten sayılır. Yas...