Ana içeriğe atla

 

                              
DEVLET, HÜKUMET, MİLLET, HALK ve BAŞIBOŞ KÖPEK SORUNU

                Çokça karıştırılan iki kavram var. Devlet ve hükumet. En düşük zekâlı itperestin bile anlayacağı seviyede anlatmak gerekirse, Devlet bir tür otobüstür. Motoru, aküsü, diferansiyeli, tekerlekleri,  yakıt deposu, şoför koltuğu, yolcu koltuğu gibi parçalardan oluşur. Hükumet bu otobüsün yol almasını sağla
yan yapıya denir.

                Yukarıdaki örneğe bakarak devlet ve hükumeti anlamak için reel örnekler verelim. Örneğin Cumhurbaşkanı devlet değildir. Cumhurbaşkanı hükumettir. Bakanlar, milletvekilleri vs hükumettir. Muhalefet milletvekili bile olsa hükumetten sayılır. Yasalar yapılırken oy veriyorsa hükmedenlerin içindedir.

                Devlet kimdir? Devlet hükumetten bağımsız olarak yönetim içerisinde yer alanlardır. Mesela savcı devlettir. Hâkim devlettir. Tapu kadastro müdürü devlettir. Öğretmen (Devlet kadrosunda yer alanlar) devlettir. Polis devlettir. Bekçi devlettir. Bu liste uzar gider. Ama sanırım devlet ve hükumet nedir ne değildir ayrımı yapacak kadar öğrendiğinizi (belki de fark ettiğinizi) tahmin ediyorum.

                Şoför ve otobüs arasındaki ilişki ile hükumet ve devlet arasındaki ilişki çok benzerlikler barındırır.

                Otobüsün bazı parçaları arızaya neden olur ve otobüs hareket edemez. Bu arızlar çok büyük olduğu zamanlar olduğu gibi çok küçük arızalar da olduğu zamanlar da olur. Bazı büyük arızalar meydana geldiğinde otobüs hareket edemezken, bazı büyük arızalar olduğunda ise otobüs hareket edebilir. Yine bazı küçük arızalar meydana geldiğinde otobüs hareket edemezken, bazı küçük arızalar meydana geldiğinde otobüs yoluna devam edebilir. Büyük arızalar meydana geldiğinde otobüs yoluna devam ederken iyi bir şoför ilk fırsatta aracı ya tamir eder, ya da tamirci çağırır. Yolcuları tehlikeye atmaz. Şoför sorumsuz ise arıza ister küçük olsun, ister büyük olsun otobüs hareket ettiği sürece zerre umursamaz. Ta ki otobüs yolda kalana kadar. Otobüste arıza yoksa otobüs tamamen şoförün istediğini yapar. Şoför gaza bassa da, frene bassa da tüm işlevleri yerine getirir.

                Bazı şoförler iyi şoför olmasının yanı sıra erdemli şofördür. Otobüsün arıza yapıp yapmamasının yanı sora yolcuların rahatını ve güvenliğini düşünür. Fazla hızlı gitmez, yolcuları her dediğine kulak asmaz ve doğru olanı yapar. Otobüste iki tip baskın kalabalık yolcu gurubu vardır. Bunların bir kısmına millet, bir kısmına da halk denir. Millet belli değerle etrafında toplanmış, ortak değerlere sahip guruba denir. Ortak tarih, ortak dil, ortak amaç, ortak görevleri vardır. Askerlik yapmak, vergi vermek vs.

                Halk ise çoğunlukla Millet değerlerine sahip olmayan, ya da bu değerlerle bağlantısı zayıf olan kimliksiz bir guruptur.

                Milletin bir millet bilinci varken, halkın böyle bir bilinci olmasından bahsetmek çoğunlukla mümkün değildir.

                Ancak şoför için halk da, millet de güvenliği sağlanması gereken, yolculuğunu güvenle tamamlaması (ya da sürdürmesi) gereken 1. Sınıf yolcudur. Çünkü iyi ve erdemli şoför kullandığı otobüsün tüm parçalarının sesini,  aracın yol alırken hissedilen titreşimlerini dinler, hisseder, yolu dikkatlice kontrol eder, başka otobüslerin kendi otobüsüne çarpmaması için gerekli önlemleri alır, en önemlisi de araç kullanırken hiçbir yolcuya kulak vermez. Yolcuların bazılar daha hızlı gidilmesi gerektiğini söylerken, başka bir kısmı da daha yavaş gidilmesi gerektiğini söyleyebilir. Yolcuların bir kısmı da “Yakıt deposuna bir delik açalım, mazot biraz hava alsın” yahut “oturduğumuz koltuklara çivi koyalım. Böylece hep tetikte kalırız, uyumayız ve şoförün de uykusunun gelmesini engelleriz” gibi saçma sapan isteklerde bulunabilir. İyi ve erdemli şoför ne yapması gerektiğini bilir. Doğruyu ve faydalı olanı düşünerek hareket eder.

                Tabi bu olması gerekenler.

                Bazı durumlarda olması gerekenler değil, olagelen durumlar gözlemlenir. Örneğin otobüsün arızası vardır, ama otobüs gidiyordur. Fakat içeriye zehirli egzoz gazı sızıyordur. Şoför mahalline gelmese de gaz yolcuların sağlığını tehdit ediyordur. Hatta üstüne üstlük bir de bazı yolcular koltukların üzerine çiviler yerleştiriyordur. İyi ve erdemli bir şoförün muavinlerine “Ben gözümü yoldan ayıramıyorum. Gidin, şu çivileri toplayın. Egzoz gazının içeriye gaz verdiği deliği kapatın. Ben de ilk kasabada tamirciye girip arızayı tamir edeyim. Yapamazsam tamir ettireyim.” Demelidir. Çünkü aynı zamanda aracın motorunda da arıza vardır. “Yağ” yakmaya başlayan motor kapkara dumanı otobüsün içine salıp, yolcuların zehirlenmesine, bazı yolcuların ölmesine sebep olmaktadır. Otobüs yol almaya devam ediyor diye şoför önlemleri almazsa felaket olacaktır.

                Bütün bu anlattıklarımın başıboş köpek sorunu ile ne ilgisi var?

                Lafın tamamı aptala söylenir diye bir söz duymuşsunuzdur sanırım…

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Putperestlik Bitti mi? Bölüm 08

  “Gerçeği bileceksiniz ve gerçek sizi özgür kılacak" ( Hristiyanların Kutsal Kitabı İncil'de Yuhanna 8:31'de bu söz yer alır. ) Bir arkadaşıma yazılarımı okuttum. Nasıl olmuş dediğimde : “seni tanımasam roman yazmışsın ama çok uçuk olmuş derdim” dedi. Evet. Bu bir roman olsaydı belki de her şey daha güzel olurdu. Bu yazılar toplanır ve belki bir gün roman olarak yayınlanır. Ama gerçeğin bu kadar pervasız olduğu kimseye malum olmaz. Bir önceki yazımızda nasıl bir mücadele yöntemi kullanmamız gerektiğinden bahsetmiştim . Bu köpekperestlere hiç yanıt vermeyeceğimiz anlamına gelmiyor. Saçma sapan, deli saçması argümanlarına sessiz kalmak, maça 1-0 geriden başlamak demektir. Gerçi bu cevapların bazılarını daha önceki yazılarda yayınlamıştım. Ama toplu bir “ Saçma sapan argümanlara adam akıllı yanıtlar ” yazısı da şurada kenarda dursun. Bizler gelip hayvanların yaşam alanlarını işgal ettik               ...

NEDEN KÖPEKLERE TAPIYORLAR? Bölüm 01

                “Kalabalıkta en çok sesi çıkan oradaki en zayıf kişidir.” American Gangster  (Replik)       Mutlaka siz de rastlamışsınızdır. Sosyal medyada büyük harfle yazan, "Vijdan" yazan, başıboş köpeklerin sorun olduğun söyleyen her kese beddua eden tipler vardır. karşıtı olarak gördüğü her insana tehditler savuran bu kişiyi ya da kişileri hatırladınız değil mi? neden böyle yapıyorlar dersiniz? kendilerinin öne sürdüğü gibi "hayvan sever" oldukları için mi? haydi gelin, şu zavallıları biraz tanıyalım, örneklerle anlatalım.      Kişilik nedir? kaç çeşit kişilik vardır? bu sorunun yanıtını her insan kendince verebilir. Yok mu bunun bir net tarifi? Olmaz mı? var tabi. Buyursunlar efendim, Florance Littauer isimli yazar, bu sorunun yanıtını çok kapsamlı şekilde vermiştir. Kişilik denen şeyin "Efradını cami, Ayarını mani" tarifini verdiği kitabı "Kişiliğinizi Tanıyın"  sizlerin de bu konuyu etraflıca öğren...

Putperestlik Bitti mi? Bölüm 05

  “Bütün uyuyanları uyandırmaya bir tek uyanık yeter.” Malcolm X Canisteistlerin saçma sapan argümanlarına yanıt verdiğimiz serimize devam ediyoruz. Bu beşinci yazı. Ama ne dediğimizi, nelerden bahsettiğimizi anlamak için lütfen bu serinin dana önceki yazılarımızı da okuyun. Yoksa “N’oluyo ya?” der kalırsınız.                 İşin rengi çok, ama çok belli aslında. Birileri, sermaye hareketleri arasındaki küçük boşluğu açtıkları sektör ile doldurmak için uğraşıyor. Normal şartlar altında bir sektör başlatılırken önce bir fizibilite raporları hazırlanır, üst düzey basın, iş dünyası, siyasi parti temsilcileri, sivil toplum kuruluşları gibi   bazı organizasyonlara tanıtım toplantıları yapılır. Pazarlama ağları reklamlarla çalışmaya başlar, tüketici davranışları belirlenir, istatistik çalışmaları yapılır vesaire…                ...